Osmanlı devletinin kuruluşundan önce Deliorman ve Dobruca bölgelerine Seyyid Sarı Saltuk önderliğinde Alevî-Türkmenler yerleşmişlerdir, Osmanlı devletinin kuruluşundan sonrada yine aynı bölgelere gönüllü Alevî yerleşimleri ve isyana katılan Alevîlerin sürgünleri gerçekleşmiştir. Deliorman ve Dobruca’da II. Mahmud’dan önce hemen hemen tüm Türk köyleri Alevî-Bektaşî ve Bedreddinî iken, II. Mahmud’un Bektaşî tekkelerine Nakşibendi şeyhleri atamasıyla ve kuzeyden gelen Sünni-Tatar göçleriyle Sünnilik yayılmıştır. Günümüzde Bulgaristan’ın bu iki bölgesinde Alevîler halen oldukça etkindirler. Balkanlarda yaşayan ve kendilerini Kızılbaş olarak tanımlayan insanların tamamı Türkçe konuşur. Bugün resmi rakamlara göre Bulgaristan'da yaşayan Türklerin %13'ü kendini Alevî olarak nitelendirmektedir.(1992), gayriresmi araştırmalarda oran %18 civarında çıkmaktadır. Şeyh Bedreddin isyanının merkezi olan Deliorman yöresinde çok yoğundurlar. Bulgaristan'da yaşayan Türkmen Alevîler, Bektaşîliğin Çelebi kolunu sürdürürmektedir. Bir kısmıda Hacı Bektaş-ı Veli'ye saygı duymakla birlikte Bâbâîliği sürdürmektedir. Bunlar deyişlerinde Demir Baba, Akyazılı Baba gibi uluların isimlerini okurlar, onları anarlar. Güney ve orta Bulgaristanda Alevî yoğunluğu çok seyrek olup, tamamı Seyyid Ali Sultan tekkesine bağlı Bektaşidirler. Kuzeydeki Deliorman yöresinde çok yoğundurlar bunlarında bir kısmı Seyyid Ali Sultan'a bağlıdır bunlar Bektaşî olduklarını söylerler ama çoğu Bektaşîliğe bağlı değildir, kendilerinin Kızılbaş olduklarını söylerler.Ayrıca Makedonya ve Kosova taraflarında da Arnavut kökenli Bektaşî inancına ait gruplar bulunmaktadır. Bu gruplar Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya’daki Alevîlerle aynı geçmişe sahip değildirler, Arnavut, Sırp, ve Makedon devşirmesi olan yeniçeriler Hristiyan ailelerinden toplanıp Bektaşî tekkelerinde yetişiyorlardı, emekli olup memleketlerine döndüklerinde ise buralarda Bektaşîliği yaydılar ve tekkelerin başında bulundular. Arnavut ve Boşnak Bektaşîleri, Türkmen kökenli olmadıklarından Alevî-Bektaşî değil yalnızca Bektaşîdirler. Yani Beloğlu diye tarif edilmezler, Bektaşîliğin Dedebabacı (Babagan) kolunu sürdürürler. Bosna-Hersek, Balagay Şehrinde Buna Irmağı'nın Gözesinde Bulunan Sarı Saltuk dergâhı halen ziyaret ve ibâdete açıktır.

|